13.2.10

Çekemiyorum.

- Olgunlaşma tribini tamamlayamamış erkekleri çekemiyorum. Ne kadarda çiğ duruyor insanın boyundan büyük laflar etmeye çalışması. Yada üzerine iki beden büyük olgunluk elbisesini eteklerinden tuta tuta sürüklemesi. Olmuyor işte yakışmıyor ki sana! Söylediğin tüm o süslü laflar bomboş kalıyor çocuksu ruhunda. Beyninde büyümeye çalışan tüm o fikirler için çok erken olduğunu bilmek zorundasın. Sen daha kendinin ne olduğunu bilmeden nasıl bişeyler hakkında fikir sahibi olabilirsin hiç düşündün mü? Cevap bulabildin mi? Yazabilecek süslü laflarının beni çok mu kırar? Bu musun sen? Aslına bakarsan beni hiç kırmaz. Küçüksün sen. Küçücük bi oğlan çocuğusun. Her oyuncağa sahip olma amacı güden ufak, haşarı, açgözlü bi oğlan... Hayat hiçte ordan baktığın gibi değil. ve bunları sırtını sıvazlayanlar sana asla söylemezler!

- Kendine güven güzeldir. Ama dozunda kalmalıdır. Çok yakışıklı diye tabir edebildiğin adam yozun önde gideniyken yolda bakmayacağın adamın hayatının aşkı olması muhtemeldir. Gizleri bulmak bundan önemlidir. Gözler bundan önemlidir. İnsanı ikilemden kurtarır. Ama gözlerde yalan söyler! Evet bunu başarabilenlerde var (ki ben kendilerine gizliden gizliye hayranım. onlardan öğrenecek çok şeyim var!)

28.1.10

Acının adı...

Gecenin karanlığı acılarımın üstünü neden kapatmaz?
Kafamdaki milyon tane düşünceden en azından biri neden umut vaad etmez?

27.1.10

5 Bira 1 Erkeklik

5 bira
efes...
şişe...
esen bi balkon...
slow müzik şu seni en çok ağlatanından...
bol gözyaşı...
aşk bi o kadarda.
heycan belki de.
acııı...
çook acıııı...
hevesin geçer.
çünkü tersidir istediği!
şaşkın...
şaşılacak şey...
çok acııı ardından.
bol gözyaşı.
öfke de var üstünde.
hayalkırıklıkları....
5 şişe efes var...
içen senken beni sarhoş eden.
erkeklik öldü bu gece.
Hemde beş şişe efesle!

Giderken.

Artık emin olamıyorum. Kendi geleceğime dair hiçbir garantim yokken nasıl olurda çocuk isteyebilirim? Bir yanda PKK bi yanda işsizlik, açlık… iç savaç tehlikesi kapıda. Je demişti dersiniz! Bunların yapmaya çalışıtığını artık herkes biliyor. Ama bu kadarda göz yumulmaz be kardeşim. Bu kadarda koyun olunmaz. Geleceğim nerde benim? Kim sahip çıkıcak? Ben tek başıma birşeyler yapamam ki! Birlikte olmamız gerekmez mi? Neden yalnızım peki? Benim gibi düşünenler neden hep susturuluyor? Neden herkes maske takıyo? Bıktım yaa… Göç edicem. Bu ülkede insanlar açlıktan ölmeye başladığı gün, iç savaş sokaklara iyice taştığı gün, ülkemde İranı yaşamadan göç edicem.

Sana!

Bazen çivileme dalmak ister insan. Canının acıyacağını bile bile atlar. Su soğukmuş, yosunlar varmış umursamaz. En alttakine gider. Aşka…

Suyun üstüne çıkarmak mı iyidir? Yoksa hep derinlerde kalması mı? Korkmadan konuşulmadan yaşanır mı aşk?

Ben bu aralar korkuyorum. Kendimden. Etrafımdaki insanları saymıyorum bile. En korktuklarım onlar galiba.

Canım acıyor durduk yere. Kendi kendime yarattığım kahramanlarım var. Masallar yazıyorum onlar adına. İnanıyorum üstelik o masallara. Hep başrolü en güzeli kendime seçiyorum. Ama Aşk’a da başrol teklif ediyorum. Kabul eder o hep. Eder etmesine ama hepte yarıyolda bırakır.
Ben bi onun rolüne bürünürüm bi kendi rolüme. Dedim ya inanırım da üstelik o masallara. Yasak elmayı hep ben yerim. Sen yeme! Sen yeme ki kovulma cennetten! Bırak ben yerim. Feda ederim kendimi. Her zaman ettim zaten. Yine ederim.

Daha önce hep kaybettim. Yine kaybederim üstelik. Sende itersin beni. Yalnız kalırım iyice. Cennetim zaten yoktur. Sen hiç olmamışsın bile. Yine elimde yalnızlığım kalır.

Artık çivileme atlamam der. Ama seni görünce yine dayanamaz. Ondan suyun kenarından bile geçmez olur. Sinirlenir çoğu kez sırt döner. Onurlu davranır kendince… kaybedenlerden olsa bile.