27.1.10

inanılamayası!

Bundan iyi zaman bulamazdım sanırım. Şu an dinlediğim şarkıyla gençliğime dönerken bi yandan da şimdiki zamanın acılarını dindirmeye çalışıyorum. Ne kadar büyük bir ironinin parçalarıyız dimi?

Bu satırları senin için yazıyorum. Fark eder misin? Gerçi hergün baktığını ve yeni bir şeyler görmeyi umut ettiğini biliyorum. Ama bu yazdıklarımı üzerine alın tamam mı?

Kalbimi o kadar fazla acıttın ki! Hala buna devam ediyorsun. Nasıl becerdiğini bilmiyorum ama bi şekilde bir yerlerden açıklarımı bulabiliyorsun. Hani bana demiştin ya “senden başka kendimi hiç kimseye açmadım” diye belki de bu karşılıklıdır. Belki de ben öyle sanıyorum bilmiyorum. Keşke aklımdakilerle kalbimdeki bir bütün yapabilsem. O kadar ağladım ki. Kendi gözyaşlarımda hergün tekrar tekrar boğuldum. Takıntı mıydı bu? Bazı şeylerin acısı hiç geçmiyor sanırım. Tıpkı çatal dilinin acısı gibi! Uğruna herşeyi geride bırakabilicek birine yapılmaması gereken herşeyi yaptın.

Olması gerekenden çok daha fazla rahatsın. Bana karşı! Bu iyi bir şey mi yoksa tam tersi mi? Artık bundan bile emin değilim. Artık hayatımın beni nereye sürüklediğinden, aslında kim olduğumdan ve ne olmak istediğimden bile emin değilim. Kaç ay oldu bilmiyorum ama bu zamanda yalnızlığı gördüm ben tüm çıplaklığıyla! Sen hiç soğuk mermerde yattın mı? İşte yalnızlık aynen böyle bi his. Çok isterdim sana inanmayı. Bana yazdığın onca msgı ispat edebilmeni. Bak yalan diilmiş diyebilmeyi gerçekten çok isterdim. Ama bu hiçbir zaman olmayacak dimi? Bunu ikimizde biliyoruz sanırım.

Her ne olursak olalım asla birbirimizin olamıcaz. Çünkü bunun için mücadele edicek cesaretin asla olmadı ve olmazda. Sanırım bana kendini çok açtın! Keşke bu kadar açmasaydın da bende bu söylediklerine inansaydım. Pembe bulutların arasında uyusaydım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder